Uyuşmuş ellerin ellerimin içinde kaldı
Bana bıraktığın en harikulade hatıraydı
Yavaş yavaş dorğulup yatağımdan
'Minnettarım sana' ile başlayan
'Görüşmek üzere' ile sonlanan bir kapı önü seramonisiydi uyuşmuş ellerin
Bana doğru dönük yüzün yüzünden uyuşmuştu ellerin
Ve ellerinin uyuşukluğu sen giderken ellerimde kaldı
'Nasıl olsa gelecek'
ve nasıl olsa geldiğinde alacağın bir çift eldi elimdeki
Biraz geç de olsa anladım ki
Bana bıraktığın en harikulade hatıraydı
Kalbini bırakmanı isterdim kalkıp gittiğin yatağa
Bana bıraktığın en harikulade hatıra
kanlı
yerinden sökülmüş
durmadan ve inatla atan bir kalp olmalıydı
Beynini bırakmanı isterdim doğrusu doğrulduğunda
Bana bıraktığın en harikulade hatıra
yastığın üzerinde beyaz
ve beyazlığındadır ki etrafı kirletmemiş bir beyin olmalıydı
Bana bıraktığın
üzerine yattığın
ve uyuşmuş ellerinse eğer
yatağımda olduğun ilk ve son ana kadar
kalbin de, beynin de başkalarının malıydı
bana bırakman gereken en harikulade hatıraydı
27 Kasım 2008 / Kışla Okan Köroğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder